Bu seçimde de görsel ve yazılı basın tarafından çok dillendirildi.
Olmayan dairelere, çatı altlarına, metruk içinde ikamet edeni olmayan
binalara mükerrer seçmen yazılmasına;
Anayasa ihlâl edilerek, “Fetih 7 Haziran‘dır! ” mitingleri düzenlen, taraf-
sız olması gereken bir makamın gücünü, maddi imkânlarını ve rüzgarını ar-
kasına almasına;
İktidar olmanın verdiği pervasızlıkla devlet imkânlarının alabildiğince
kullanılmasına;
Oy hırsızlığına programlanmış plakasız araçlara, kadrolara;
Seçim yasaklarının İktidarca hiçe sayılmasına;
Valisinden, kaymakamına ve Milli Eğitimine kadar tüm bürokratların
İktidar yöneticisi gibi çalışmasına rağmen - Bunca yolsuzluk batağına batmış,
defosu ortaya çıkmış bir iktidar için çoktan olması gereken kaçınılmaz son…-
kartopu yüzde on yüzde on aşağıya yuvarlanmaya başlamıştır!
Fakat bunca defoya rağmen % 40 çok.
İktidar, bu millete başka nasıl bir kötülük yaparsa, bu derin koma ve trans
halinden uyanır merak ediyorum.
Yine de çok geçmez; siyaset tarihimizde çok örnekleri var; tabansız mev-
simlik rüzgarla iktidar olanlar tabelâya düşeceklerdir!
………………………
Bir polisin: “Ya
sada yeri yok efendim; neye göre tutuklayacağız?” İtira-
zına: “Sen tutukla; yasa yarın çıkarılır…” anlayışına;
Yolsuzluklara;
Sahte darbe plânlarına;
Cumhuriyetin tüm kazanımlarının satılmasına;
Sıfır sorundan, ülkenin sorunlar yumağına dönüşmesine;
Çözüm süreci adı
altında çöküş süreci
başlatılmasına ve başlatılan bu sü-
reçle bir,” Truva Atı”nın Meclise sokulmasının zemini hazırlanmasına ve daha
sayamadığım defolara rağmen % 40 çok.
Asıl zorlu süreç şimdi başlıyor.
Zira daha dün seçim sonuçlarının ardından: “O namluları size çevirmesin
çok iyi biliriz!”;
İmralı ve Kandil’e selâm gönderen;
Öncesinde: “Kendi öz yönetimimizi kurana, ayrı renklerle yani ayrı bir bay-
rakla temsil edilene; ayrı parlamento ve kolluk gücümüzü kurana dek silahlı
mücadelemiz devam edecektir.” diyen bir zihniyet Mecliste’dir ve pazarlık gü-
cünü arttırmıştır.
İnşallah hayırlara vesile olur temennisiyle o anlayışın bundan sonraki tavrını
hep beraber izleyip
göreceğiz…
………………………
Halk, ne olur diye heyecanla bekliyor.
Uzak ihtimal olmakla beraber erken seçim, azınlık hükü
meti dâhil alternatifler konuşuluyordur…
AKP-CHP, AKP-MHP, AKP-DHP ve
çok uzak bir ihti
mal CHP-MHP-DHP koalisyonu
ya da muhalefetten bir ya da birkaç partinin dışardan desteklediği AKP azınlık hükü-
meti…
Bu ihtimali de uzak görüyorum; on iki yılın muhalefet yorgunu
par
tiler, her ne
kadar AKP eskisi gibi
ülkede ve mecliste muktedir olamayacaksa da tekrar bir AKP
güdümüne hele onun hakim olduğu bir ortamı, bu ortamda erken istemeyecektir.
Bu nedenle koalisyon için tüm şartlar zorlanacaktır diye düşünüyorum.
Düşünülenler arasında demokratik olmayan teamüller de vardır sanıyorum.
Aşağıdaki komplo teorisi onlardan biri!
Teoriye göre: siyasi belirsizlik, onun getireceği ekonomik belirsizliği tetikler ki,
büyük sermaye çevrelerini rahatsız edecektir. Dolayısı ile bu belirsizliği iş dünyası
kaldıramaz. Ve siyaset dışından, demokraside karşılığı olmayan bir takım oyunlar,
oyuncular devreye sokabilirler! Düşünmek bile istemiyorum ama İhtimaldir; birile-
rinin lehine devşirebilirler 15-20 onurlu milletvekilini!
Bu günkü tabloya bakarak sadece koalisyonu konuşabilirdik ancak öncesinde
devrilen çamlar(!);
Kısır, eldesi olmayan, gerilim arttıran, sadece söyleyene ve destekçilerine belki
hoş gelen ve kelebek etkisi(!) yaratan fakat muhatabında alınganlık yapan, tabanını
inciten söylemler keşke olmasaydı.
Peki, siyasette, demokraside bu işi meslek edinmişlerde kırgınlık olmalı mı?
Söz konusu devlet ve milletin geleceği ise gerisi teferruattır.
Şartlarda uzlaşılır ve taraflar arasında güven ortamı sağlanırsa neden olmasın?